İspanya bölünüyor mu? | ANALİZ

Ä°spanya’da 20 Aralık’ta yapılacak genel seçimler öncesinde gerçekleÅŸtirilen Katalonya bölge seçimlerinde ayrılık yanlısı partilerin kazanması yeni bir siyasi krizin habercisi gibi görülüyor. Seçimlerin 1978'te Franco dönemi sonrasında kabul edilen anayasal modeli ve güç dengelerini ters yüz edeceÄŸi ifade ediliyor.

Seçime katılımın yüzde 73,75 gibi yüksek bir seviyede olması sonucu gerçekçi zeminde tartışmayı kolaylaÅŸtırıyor. Bağımsızlık taraftarları duygusal yaklaşımlarla haklılıklarını dışa vururken karşı çıkanlar korku salarak kamuoyunu etkilemeye çalıştılar. Her iki tutum da tartışma ÅŸansını ortadan kaldırdı. Bölgesel parlamento seçimlerinde çoÄŸunluÄŸu ele geçiren ayrılıkçıların kent merkezleri ve kırsaldan sonra filizlenmeye basladıkları banliyölerden de güçlü destek aldıkları görülüyor.

Bağımsızlık taraftarlarıyla Birlik taraftarlarının tansiyonu düÅŸürememesi konunun yalnızca hukukî zeminde tartışılmasından kaynaklanıyor. Bu denklemde Birlik taraftarlarının tartışmayı hukukî düzlemde sürdürmesi bağımsızlık taraftarlarını kaçınılmaz olarak Anayasa Mahkemesi'yle karşı karşıya getiriyor. Anayasa Mahkemesi'nin, egemenlik kavramı çerçevesinde, son sekiz yılda dört defa müdahale etmesi daha fazla özerklik beklentisini yok sayması Katalonya'yı üçüncü yola zorluyor.

10 yıl önce yüzde 10'arda seyreden ayrılıkçı partilerin oy oranları on yıl sonra yüzde ellilere dayanması diyalogsuzluÄŸun doÄŸal sonucu olarak deÄŸerlendirilmeli. Aralık seçimlerinden sonra ortaya çıkacak yeni meclisin birinci önceliÄŸi anayasa reformu olacağını düÅŸünmek mümkün. Ne var ki, siyasî iradenin Anayasa Mahkemesi tarafından bir kere daha engellenmeyeceÄŸini hiç kimse garanti edebilecek durumda deÄŸil!